Kategoriler
Denemeler

Gökkuşağını Neden Severiz?

Gökkuşağını neden severiz hiç düşündünüz mü? Ben otuz yıllık hayatımda sevmeyen bir kişiye bile rastlamadım. İstisnasız herkes en azından bir fotoğraf çekebilmek için bile Gökkuşağı görmek istiyor. Peki ama herkes neden çiseleyen yağmuru değil, hafif esen rüzgârı değil de gökkuşağını seviyor. Doğa olaylarını zaten her sene görüyoruz ama gökkuşağı görmek hepimiz için başka bir konumda bu durumun sebebi nedir?

Çeşitli sebepler hepimiz bulabiliriz. Ancak benim için ilk ve en önemli sebep, içerisinde birden fazla renk bulundurması ve her zaman ortaya çıkmaması diyebilirim. Gökkuşağı belirdiğinde, bir renk bir diğerini asla gölgelemez. Sanki her rengin gökyüzünde kendisine ait bir yeri varmış gibi…

Gökyüzünde oluşan bu görüntü, yeryüzünde yaşayan biz aciz canlılar için bakış açımızı genişlettiğimizde ibretliktir. Çünkü biz insanlar bir doğa olayındaki farklı renkleri çok güzel karşılasak da çevremizdeki farklı hobilere, inançlara ve davranışlara sahip insanlara genel olarak düşmanca ya da mesafeli bir tutum sergileriz. Şimdi insanla, canı kanı olmayan bir doğa görüntüsü bir mi diyenler mutlaka olacaktır. Ancak insanı insan yapan beyni bunun böyle olduğunu çok net şekilde gösteriyor. Düşüncelerimizin oluştuğu ve beslendiği yer çoğu zaman aynıdır. Henüz küçük bir çocukken, ailemiz bize gökkuşağının uğursuz bir doğa olayı olduğunu defalarca tekrarlasaydı ömrümüz gökkuşağı görme korkusuyla geçerdi.

İnançlarımız, zevklerimiz, hayallerimiz farklı farklı ve bizi biz yapan asıl şey de tam olarak bu. Çevremde birbirinin aynısı olan insanların olması beni her zaman ürkütmüştür. Bu sebeple farklı insanlar ile tanışmak onlardan fikir almak muhteşem deneyimler oldu. Hepimizin aynı olduğu yerde ne yeni bir bakış açısı, ne yeni bir farklılık ne de bilgi elde edebiliriz. Bu sebeple bu yazıyı kim okur bilmiyorum ama okuyan kişi için şunu söylemek istiyorum;

Gökkuşağı tamamen tek renk olsaydı. Mesela sadece mavi yine bu kadar sever miydin?

Yahut arkadaşların hep aynı dizileri izleseydi ya da hep aynı sohbetleri yapsaydı. Onları bu kadar değerli bulur muydun?

Hayat çok kısa, farklılıklara saygı duyman ve sevgiyle kalman dileğiyle…

Değişir miyim seni bir yaz gününe?
Çok daha güzelsin sen çok daha ince:
Mayısın goncaları sert rüzgarlarla titrer,
Yaz günleri kısa bir düş gibi gelir geçer:
Bazen cehennemin ateşi tepende parlar,
Sonra altın gibi saçlar sararıp solar.

Her ne kadar güzel olsan sonun değişmez;
Ne şans, ne doğa yasası sana yardım etmez.
Fakat senin sonsuz yazın hiç solmayacak,
İnce güzelliğin de hiç silinmeyecek,
Ne de ölüm seni gölgesine alabilecek,
Unutulmaz izlenimlerin ebedi sürecek;
İnsanlar soluk aldıkça, gözler gördükçe
Aşkım yaşadıkça, sana da hayat verecek.

William Shakespeare

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.