Geçmişe Saplanmalı Mı?Geleceğe Hazırlanmalı Mı? yine bir soru ve yine kafamın içi evlere şenlik… İnsanlar hayatlarının büyük bir kısmını gelecek planı yaparak geçirir. İstemli ya da istemsiz bir davranış biçimi olan bu yaklaşım, bizlere ailemizden, arkadaşlarımızdan ya da yaratılışımızdaki kodlar sebebiyle geçmiştir. Çünkü insanın en önemsediği değerler arasında ‘güven’ başı çekmektedir. Başta kendisine daha sonra bir insana, topluma ya da Tanrı’ya güvenebilmek çok önemli bir olgudur.
Maddeciliğin bu kadar başını alıp gittiği bu garip dönemde, hep bir sonraki yıl alacağımız zam oranını, konut-araç fiyatlarının önümüzdeki yıl ne olacağını ya da siyasi iktidarın (ona göre yatırım yapılacağı için) değişip değişmeyeceğini konuşur dururuz. Çünkü geleceğimizi güvence altına alabilmek bize rahatlatıcı bir etki sunmaktadır.
Bu düşünce yapısına baktığımızda bu bir geleceğe hazırlanma biçimi midir? Bence hayır.
Peki neden?
Bu ‘soluk mavi nokta’ çoğunlukla bizim kontrolümüz dışında olan olayların, bize bir şekilde sirayet etmesiyle dönmektedir. Bu yazdığım cümle kaderci bir bakış açısı olarak gelmiş olacaktır. Ancak tam olarak öyle değil çünkü kaderci bakış açısında, insanın planı ya da davranışı ne olursa olsun başına gelecek olan yine aynı biçimde gelecektir.
Burada geçmişe gitmemiz gerekiyor… Yaşadıklarını veya hatalarını kabul etmek günümüz insanının çoğunlukla yapmadığı hatta yapmaktan itinayla kaçındığı bir davranış kalıbı haline gelmiş durumda. Peki geçmişte yaşadığımız ya da yaşattığımız duygulardan kaçarak, sağlıklı bir gelecek kurmak mümkün mü? Geçmiş, bakmasını ve yorumlamasını doğru yaptığımız takdirde aslında bizim geleceğimizdir. Saplantı haline getirdiğimiz bir aşk, yaşadığımız veya şahit olduğumuz trajedik ani bir ölüm veya çok güven duyduğumuz bir insanın ihaneti… kuşkusuz bu bahsettiğim konular bizim ölçeğimize göre oldukça büyük olaylar ancak hayat ölçeğinden baktığımızda normal hatta basit diye tabir edebileceğimiz her insanın yaşadığı olaylardır. Bu olayları sanki sadece biz yaşamışız ya da bizim başımıza gelmiş gibi kabul etmek geçmişe saplanmaktan başka bir şey değildir.
Geleceğe dönelim… İlk izlenim önemlidir ama çoğunlukla ön yargı içermektedir. Yeni bir işe başladığınızda, birisinden tavsiye aldığınızda ya da bir kişinin size olan ilgisini fark ettiğinizde hep o ilk anda karşılaştığınız cümleler ya da davranışlar aklınızda kalır. Bunun temel sebebi geçmiş deneyimlerinizde size yaşatılan davranışların kopyasını gördüğünüzü zannetmenizdir. Oysa ki her insan ayrı bir hikaye barındırır. Kimse kimsenin geçmişini bilemez, size ne hissettirildiğini ya da nasıl davranıldığını da bilemez. İşte geleceğe hazırlanmak tam olarak burada devreye girmektedir. İnsan, yapısı gereği iletişim kurmak ve hayatını devam ettirebilmek için topluma karışmak zorundadır. Tabirlere dikkat etmek önemli topluma karışmak ile topluma benzemek oldukça farklı…
Eğer bizler geçmişte saplantı haline getirdiğimiz durumları, gelecekte kuracağımız her türlü ilişkide hatırlarsak geçmiş bataklığından asla çıkamayacağız. Geçmiş asla ve asla unutulmamalı ama yeni bir hayat istiyorsak, saplantı yapmadan uyarlama ve düzenleme ile geçmişi geleceğimize ekleyerek yolumuza devam etmeliyiz. Çünkü bir insanın ilk ve en önemli iletişim kuracağı kişi yine kendisidir. Kendisiyle barışık olmak, hatalarını ve yanılgılarını kabul etmek, başarısızlıklarına tebessüm etmek gerçek bir insan olduğumuzun kanıtıdır. Bu yüzden geçmiş ve gelecek birbirinden ayrılamaz. Hangisinde ayarı fazla kaçırırsanız size hayat sen oraya çalıştın ama ben soruyu buradan soruyorum diye karşılık verecektir. Bu asla şaşmaz. Bir insan geçmişe saplanarak geleceğini, geleceğin hayalini kurarak bugününü mahvedebilir. Bana göre sağlıklı bir gelecek için her gün gülümsemek, mutlaka birisinden ya da bir kaynaktan bir şeyler öğrenmek ve olumsuzun içindeki olumluyu keşfetmek gerekiyor.
Peki ya sizce Geçmişe Saplanmalı Mı? Geleceğe Hazırlanmalı Mı?
Yemeyenler kalır naçar
Pir Sultan Abdal
Gözlerinden kanlar saçar
Bu bir demdir gelir geçer
Duyamazsın demedim mi?
Bu yazı çok yakın bir zamanda ölümden döndüğüm için yazıldı.